27 Eylül 2011 Salı

Aşkın ve Evliliğin Tarifi…


Var mıdır acaba böyle  bir tarif . Sevgi mi aşktan önce başlar yoksa önce aşık olup sonra mı severiz.Kim tarif etmiştir “aşk şudur sevgi budur tanımları bunlardır ” neye göre tarif etmiştir acaba.Bana göre aşk – sevgi kişiye özeldir herkesin kendi tarifi vardır kimsenin tarifi bir diğerinin üzerine tam olmaz hep yarımdır.Özel dikim elbise gibidir vesselam başkası giyince potluk olur , dar olur , bol olur asla tam oturmaz aynı kiloda aynı boyda olsa bile fark etmez eğreti durur.Sadece aşık olduğun kişi de tam oturur anlarsın.Ben kendimce tarif etmeye çalışayım.
Hani bazen sahilde amcayla teyzeyi elele görürüz 40 yıl bir yastığı paylaşmışlardır ama hala el ele göz gözedirler. Sahilde bir sürü insanın arasında sadece kendileri oradaymışcasına yürürler umurlarında değildir hiç bir şey yalnızca onlar vardır ve önemli olan sadece odur.Gidip yanlarına sorsak büyük ihtimalle görücü usuluyle evlenmişlerdir  ilk görüşte aşık oldum , tanıdım , sevdim , öyle evlendim diyemezler.Peki nasıl olur önce aşıkmı olurlar yoksa severler mi? Onlara göre hiç fark etmez ister önce isterse sonra aşık olmuş olsunlar birliktelerdir ve tek önemli olan odur.
Bazen de başka bir çift görürüz gençtirler  yine yan yana yürürler ama ne kadın erkeğin elini tutmuştur ne de erkek kolunu uzatmıştır kadına. Uzaktan bakınca arada sadece iki santim boşluk vardır ama aslında biri dünyanın bir ucunda diğeri diğer ucundadır.Ve belki de severek evlenmişlerdir.
O zaman evlilik mi öldürür aşkı suçlu o mudur yoksa bizmiyizdir. Eskilerin bir lafı vardır aslında öğüdü kavga da etseniz aynı yatakta aynı yastığa baş koyacaksınız , koymalısınız derler. Şimdi bakıyorum da etrafıma en ufak kavgada kapılar çarpılır yastık yorgan kanepeye bırakılır hatta yatak odasının kapısı kilitlenir.Sorunlu evlilikler değil şu an bahsettiğim hani adam içer , aldatır ya da ne bileyim olmaması gereken bir çok şey olur bunlar değil söylemek istediğim.Havadan nem kapıp naz yapmaya çalışanlar ve üzülerek söylüyorum hemcinslerim bunu yapanlar.
Aynı evde yabancılaşmadan yaşayabilmenin tek yoludur aşk ya da sevgi. Ya da aynı evde yabancı birinin varlığına alışmanın tek yoludur. Evlenince erkeği hala her gün traşsız , düzgün giyinmiş kadını da hep full makyajlı , topuklu ayakkabıyla olacak diye bekleyenler varsa üzgünüm ki yok öyle bir şey. Adamcağız işe gitmediği günlerde traş olmayacak , pijamalarını giyip ayaklarını uzatacak , maçın en heyecanlı yerinde ayaklanacak insanlara özgü bazı şeyleri salonun ortasında yapacak mesela mı yemek yedikten sonra istem dışı olarak geyirecek ya da bir an film seyrederken gaz çıkaracak ne bileyim göbeğini kaşıyacak belki , ne kadar kötü duruyor yazınca di mi?
Kadınlar için de aynı şey geçerli kaçımız yataktan Marliyn Monroe  ya da Angelina Jolie gibi kalkıyoruz yok zaten onlarda öyle kalkmıyor ama filmlerde öyle görüyoruz dolayısı ile erkeklerde sabahları bir ahu beklerken bir anda uykudan gözünü açamayan açsa da yüzü gözü şişmiş saç baş dağınık bir hatun görünce “Eyvah ben ne yaptım ” olabiliyorlar. Beyler uyarayım yok öyle bir şey dünyanın en güzel hatunları da doğal ihtiyaçları için tuvalet kullanıyor , makyajını çıkarmadan uyumaz , yemek yaparken saçları yağ kokar , hamilelikte çekilmez , lohusalıkta yanına yaklaşılmaz.
Ama eğer ki gerçekten seviyorsanız traş olmasa da , saçı başı yemek koksa da görmezsiniz duymazsınız yok aslında hem görür hem de duyarsınız ama görmezden duymazdan gelirsiniz.
Dostunuz olmalı aynı zamanda sevdiğiniz , anne , baba olabilmeli sevdiğine , yeri geldiğinde başınızı dayayıp ağlayabilmelisiniz erkek ya da kadın fark etmez.
Bana göre mi bana göre aşk biz olmayı öğrenmektir benden vazgeçmek bize yönelmektir.Diğer yarının olması onunlayken tamam olmak demektir.O olmayınca hep yarım kalmak ve tamamlanmak için arayıp durmaktır.Yemek tarifi gibi biraz saygı , biraz sevgi , mutlak sadakat olmalıdır içinde.Aynı evin içinde farklı odalardayken bile gözlerinizin onu aramasıdır.Her fırsatta  öpmek , dokunmayı  istemektir.Kavga ederken bile sevebilmektir kırdığı için üzülmektir.Aşk şu kadar yıl sürer bu kadardan sonra biter diyenlere inanmıyorum aşkında , aşık olmanın da yaşı yoktur.
Ve kelimelerin aslında kifayetsiz olmasıdır aşk.Bir sürü şey yakıştırdıktan sonra bile hala tam olarak tarif edememekten üzüntü duymaktır.
Aşkla dolu bir ömür diliyorum  herkese ve ben her gün yeniden aşık oluyorum sevdiğime…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sponsor

 Image Banner 300 x 250